Pages

9 Mart 2012 Cuma

Sonbahar...

Artik resmi olarak, yani takvimsel acidan, sonbahara girdik.  Malumunuz, Guney Yarim Kure'de mevsimler Kuzey Yarim Kure'ye gore ters.  Mart ayi Turkiye'de baharin mujdecisi iken Avustralya'da sonbahari getiriyor pesinde.  
Buraya ilk geldigimde ayak uydurmakta en cok zorlandigim sey sanirim bu olmustu.  Insan garipsiyor. Benim dogum gunum Aralik ayi sonu.  Simdiye kadar da dogum gunumu hep soguk, bazen de karli gunlerde kutlamaya alisik olan ben, buraya geldigim ilk sene sicak bir yaz gununde barbeku partisi ile hosgeldin demistim yeni yasima.  Arada degisiklik iyidir dedigimi hatirliyorum kendi kendime :)

Bu sene Canberra'da adam akilli yaz yasanmadi diyebilirim.  Gecen sene de boyle olmustu; sadece bir kac hafta suren sicak gunlerden sonra surekli yagmur yagmis, havalar da birden sogumus ve kis gelmisti.  Bu yagisli gunlerin sorumlusu olarak da La Nina, yani Pasifik Okyanusunun yuzey suyu isisinin degisimi ile meydana gelen okyanus-atmosfer olaylari gosterilmisti. Bu degisim Avustralya'nin Queensland eyaletinde ulkenin en buyuk dogal afeti olarak kayitlara gecen kategori 5 Siklon Yasi'ye sebep olmus, eyaletin buyuk bir bolumu sular altinda kalmis, tarlalar ekilemez, ekinler de kullanilamaz hale gelmisti. Felaketin en aci tarafi da pek cok insanin sel sularina kapilip hayatini kaybetmesiydi.

Yagmurdan sonra kurumaya calisan minik kuslar
Soylendigine gore La Nina'nin etkileri hala devam etmekte. Oyle ki, kuzey eyaletleri yine sular altinda. Can ve mal kayiplari da cabasi.  Canberra'da da havalar buna bagli olarak surekli yagisli ve son bir kac gundur de oldukca serin.
Sonbahara girdik diyorum ama yagislardan dolayi her yer hala yemyesil.  Cok sevdigim sonbahar renklerini agaclarda gormem icin daha uzun bir zaman var sanirim...

Hal boyle olunca, surekli gri bir gokyuzu ve yagmur, ruh halimde bundan etkilenmiyor degil.  Kendimi yorgun ve uykulu hissediyorum surekli.  Icimden bir sey yapmak gelmiyor, uyumaktan baska :)  Sabahlari yataktan zorla kalkiyorum, iste uzuuun bir gun geciriyorum ve eve geldigimde de kendimi koltuga atiyorum hemen.  O cok sevdigim rengarek yunlerim bana bakiyor uzaktan, oglum icin ordugum patigin diger esi bitirilmeyi bekliyor, kafamdan gecen turlu proje tilkileri kis uykusuna yatmaya hazirlaniyor. Penceremden disari baktigimda uzgun bir bahce goruyorum; yeterli gunes gormedikleri icin buyuyemeyen sebzeler, kizaramayan domatesler, acilasmayan biberler...Zaten bu yuzden bahcemin adini huzunlu bahce koydum. Keyfi yerinde olan iki sey ise begonyalarim ve kendisinden umudu keserek uzun bir sure once bahcede kendi haline biraktigim siklamenim.  Ikisinin de yuzunde guller aciyor masallah. Aman siz mutlu olunda, size baktikca ben de mutlu olayim.
Siklamenim- saksini degistirmeliyim

Gunesin anlik da olsa yuzunu gosterdigi bir anda begonyalarim

Bu ruh halimin etkilerini bloguma da tasidim.  Sayfamin renklerini ve dizaynini sonbahara uygun bir sekilde degistirdim; yumusak ve sicak tonlar, dokulen yapraklar...Cok da hosuma gitti.  Siz ne dersiniz?


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder